Eğitim yaşamının ilk yıllarından başlayarak maruz kalınan eleme sınavları ister istemez öğrencileri akademik başarı odaklı bir sisteme zorlamaktadır. Akademik başarı için girilen bu sınavlarda iyi sonuçlar alabilmek ve neredeyse sıfır hatayla bu sınavları tamamlamak öğrencinin istediği hedefe ulaşabilmesi için zorunlu gibi görünmektedir. Oysaki yıllar önce yapılan bir araştırma Üniversite Giriş Sınavlarında derece alan öğrencilerin yarısının okul bittikten yıllar sonra hala işsiz olduğunu, girdikleri işlerde uzun süre kalamadıklarını göstermiştir. Peki, acaba zamanında başarıları nedeniyle günlerce gazete manşetlerinde kalan bu “akıllı ve başarılı” çocukların yaşamdaki başarısızlıklarının altında yatan sebepler nelerdir? Ya da acaba gerçek başarı nedir? Sınavlarda üstün notlar almak yaşamda sınıfta kalmamamızı da sağlar mı?
Zeka “zihnin öğrenme, öğrenilenden yararlanabilme, yeni durumlara uyabilme ve yeni çözüm yolları bulabilme yeteneği ” olarak tanımlanmaktadır. Önceki yıllarda zeka ile ilgili daha çok bilişsel (cognitive) boyut işlenirken, artık duygusal (emotional) ve duyuşsal (sensitive) boyuta da dikkat çekilmektedir. Kalıtımla gelen zeka düzeyi, duygusal algılar tarafından etkilenmektedir. Yaşamda başarılı olmuş kişilerin temel ortak noktalarından biri, duygularını kontrol edebilme ve birlikte çalıştıkları kişilerin duygusal durumlarını anlayabilme becerisidir. Son yıllarda yoğun olarak gündemde olan duyguları düzenleme, duygusal dürtülere hakim olabilme, karşımızdakinin ne hissettiğini anlayabilme, ilişkileri sağlıklı yürütebilme ile tanımlanan duygusal zeka yaşamda başarılı olmak için en az diğer bilişsel yetiler kadar önemlidir. Bunun yanında, başkalarının niyet, karar ve davranışlarını algılamada, yorumlamada ve onlara cevap üretmede rol oynayan zihinsel süreçleri kapsayan sosyal biliş kavramı da üzerinde çok çalışılan bir alan olmuştur.
Kişinin hem kendi iç dünyasını, hem diğerlerinin iç dünyasını anlayabilmesi, çevreyle sağlıklı iletişim kurabilmesi başarılı bir yaşamda olmazsa olmaz becerilerdir. Başarılı bireyler yetiştirmeği amaçlayan bir eğitim sisteminin mutlaka bu becerileri de geliştirmeği hedeflemesi gerekir.